18 Şubat 2010 Perşembe

Hedo'nun Cevabı



Hedo geçen yaz,bilindiği üzere,daha önce oynadığı takımlara,ne sistem ne de taraftar kitlesi olarak benzeyen bir takıma,üstelik de büyük bir free-agent transferi olarak geçiş yaptı.Basının bu tranfere ilgisinden sonra,Toronto’da onun için yapılan karşılamalar,basına tanıtım toplantısı,takımın yıldızı Chris Bosh’un bu transfere çok sevinmesi (hatta birkaç yıl önce NBA’in genç yıldızları bir otobüs seyahati sırasında imrendikleri oyuncuları anlatırken,Bosh Hedo’yu yere göğe sığdıramamıştı) gibi etkenlerden dolayı Hedo’dan beklenti iyice artmıştı.

Toronto bir Avrupa kulübü gibi oynama sistemini benimsemiş ve bu sisteme yönelik oyuncular almıştı-ki bunların çoğu Avrupalı zaten-fakat Avrupa’nın sert savunma sisteminden Toronta’da eser yoktu.Kaldı ki bu yeni bir şey değil Toronto için.Kobe’nin abartıp 81 sayı attığı maçı hala hatırlıyorum.Evet,Kobe o gün zıvanadan çıkmıştı belki ama Toronto’nun savunmadaki dağınıklığı da ekmeğine yağ sürdü.Hedo,baskının yüksek olduğu maçlar oynamış,aralarında Micheal Jordan,LeBron,Kobe gibi starların bulunduğu çok sayıda süper yıldızı marke etmiş,takım savunmasından kaytarmayan ve de lider bir oyuncu olarak belki de bu sorunlara çağre olabilirdi.Böylelikle takımın star adayları da kendini gösterir,aynı zamanda gelişimlerine devam ederlerdi.Bu beklentileri dikkate aldığımızda,Hedo’nun NBA’de ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu da farkediyoruz.



Derken sezon başladı ve Toronto aynı kötü savunmayla kötü bir galibiyet yüzdesine sahipti.Açıkçası Hedo’nun performansı da çok iyi değildi ama ondan bir sihirli değnek gibi herşeyi bir anda değiştirmesini beklenmesi pek mantıklı değildi.Elbette zamana ihtiyacı vardı.Aslında ben Hedo’nun bu süreci artık çok çabuk atlatacak düzeyde bir oyuncu olduğunu düşünüyordum ama işler umulduğu gibi gitmiyor her zaman.Bunu izleyen dönemde Kanada basın-yayın organlarında Hedo ile ilgili çok ağır,yaralayıcı eleştiriler yapıldı.Aldığı paraya atıfta bulunan yorumcular oldu.Amiyane tabirle;”aldığının paranın hakkını ver” diye dillendi Kanadalılar.Türkiye’de de basın ve NBA takipçileri buna paralel yorumlarda bulundu.Belki Hedo vücut diliyle memnun olmadığını gösteriyordu ve kötü maçlar çıkardığı da olmuştu.Fakat aleyhine yapılan yorumların çoğu,özellikle de Türkiye’deki gazetelerde geçenler,istatistiğe dayalı yorumlar.Halen bu yorumlara,yazılara rastlayabiliriz.Sanki bir oyuncunun düşük sayıda kalması,kötü oynadığı anlamına geliyormuş gibi bir anlayış var çünkü.Ya da çok sayı atan oyuncu,iyi oyuncuymuş gibi…İstatistiğe yansımayan işler yapıyor Hedo.Zaten onu önemli bir oyuncu yapan sayıları ve asistleri değil.Sacramento’da ikinci sezonunda,henüz genç bir oyuncuyken,playofflarda 40 dakikaya varan süreler alıyordu-hem de 6-7 sayı gibi ortalamalarla oynarken.
Raptors gün geçtikçe daha derli toplu oynamaya başladı artık.Ara sıra eski Raptors gibi oynasa da playoff’ta iyi bir yer kapabilir.Son 9 maçın 8’ini kazandı,ki bunlar arasında Lakers da var.Kaybettiği tek maçta da,Hedo oynamadı.Sakatlıktan sonraki maçta da Hedo fedakarlık yaparak maskeyle oynadı ve 16 sayı attı.Bu maçlar arasındaki en flash sonuçta Lakers’ı yenerken Hedo’nun son dakikada attığı serbest atışlar skoru belirledi.Kobe’yi savunulabilecek en iyi şekilde savundu.Madison Square Garden’da New York’a karşı 26 sayı ve 11 reboundla double-double yaptı.Yani bu dönemde iyi rakamlar da elde etti zaman zaman.Maçlarda genel performansı kötü olsa bile,maç sonlarında sorumluluk aldı,takımı yönlendirdi,savunmadaki çabasıyla takıma örnek oldu.

Umarım bütün bunlar Toronto taraftarları ve medyası için bir anlam ifade ediyordur.Yapmak istediğim şey,Hedo’nun mükemmel olduğunu göstermek değil.Zaman zaman bende de hayal kırıklığı yaratsa da,bu takım eğer geçen sezonun üstüne koymuşsa bunda Hedo’nun payı büyüktür diye düşünüyorum.Ve de son bir ayda yaptıklarıyla,aleyhine yapılan haksız ve aşırıya kaçan eleştirilere oyunu ve olgun duruşuyla en iyi cevabı verdi.Umarım da devamı gelecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder